Rezerv Para Tekrar Deniyor

Bir toplumu serbest bırakırsanız, müdahale etmezsiniz, ekonomik aktörler piyasada üretimi sınırlı bir malı rezerv para olarak kullanır. Deniz kenarında olmayan bir ülke deniz kabuklarını, kendisinde taş bulunmayan bir ada büyük taş bloklarını tarih boyunca rezerv para olarak yüzlerce yıl kullanmıştır.

Dünya genelinde baktığımızda ise uygarlık tarihi başladığından beri genel olarak üretimleri istenildiği anda arttırılamayan altın ve gümüş sınırlı ya da sağlam rezerv paralar olarak kabul edilmiştir.

Devletler, toplumlar zorlandıklarında, büyük savaşlar, felaketler vs ile karşılaştıklarında ya da genel bir toplumsal çözülme veya çürüme başladığında rezerv paranın bu sınırlı özelliğini bozar. Altın ve gümüş kullanılıyorsa bunların içine kıymetsiz madenler katarak rezerv para sınırını sınırsız hale getirmeye çalışır. O da yetmiyorsa rezerv parayı temsilen kağıtlar çıkarır ve zamanla sınırlı rezerv parayı tamamen unutturup bu kağıtları sınırsız yeni rezerv para olarak topluma tanıtır.

Bize tarih boyunca paranın deniz kabuğu, taş, altın gümüş, kağıt ve dijital olmak üzere bir sıra izlediği masalı anlatılıyor. Oysa örneğin dünyanın ilk sınırsız kağıt parası 1260’ta Çin’de Kubilay Han zamanında üretilmiştir. Önce ekonomiye çok iyi gelmiş bir süre sonra ülke hiperenflasyon sürüklenmiş ve tekrar sınırlı altın gümüş paraya dönüş olmuştur. Bu sınırlı ve sınırsız para arasında bir döngüdür ve tarih boyunca defalarca tekrarlanmıştır. Yani biz teknolojimiz çok gelişti için bugünkü kağıt ya da dijital sınırsız paraya ulaşmış değiliz. Ekonomiler çok zorlandığı için müdahale ile bu noktaya geldik. Tarihte John Law Fransası, Johan Palmstruch İsveç’i, Roma Cumhuriyet ve İmparatorluk dönemleri vs vs örnekler saymakla bitmez. Bu örneklerin hepsi ya çok yüksek enflasyon ya da hiperenflasyon ve sosyo-ekonomik çöküş ile sonuçlanır. Toplum ya yeniden organize olarak tekrar sınırlı paraya döner ya da yok olur. Bu işin şakası yoktur.

Sınırlı para hemen hemen hiç kriz ile sona ermez. Genelde devlet müdahalesi ile biter. Dünyanın en son sağlam-sınırlı para rejimi 1871-1914 arasında uygulanan klasik altın standardıdır. Bu dönemde merkez bankaları ancak ülkenin kasasında bulunan altın miktarına %100 eşit kağıt para basabilmiştir. Birinci Dünya Savaşı başlayınca devlet müdahalesi ile bu sistem neredeyse tüm dünyada terk edilmiştir. Devletler acil ve zorlayıcı bir durum ile karşılaştıklarından rezerv para sınırını kaldırmış ve sürekli para basmıştır. Bu işi abartan ve savaşta mağlubiyet alan Almanya’da sonuç Weimar Hiperenflasyonu olmuştur.

Rezerv para az çok bozulmuşsa toplam piyasa dönem dönem bozulan rezerv parayı düzeltmeye çalışır. Yani onu tekrar zaman geçtikçe ekonomi büyüdükçe kıymetlenen bir mal haline getirmeye çalışır. Toplum bunu rezerv paraya atak ya da ekonomik kriz olarak algılar.

2000 Krizi’nde teknoloji hisselerinden kaçıp dünya rezerv parası dolara akın vardı. 2008 Krizi’nde emlak kağıtlarından dolara kaçış vardı. 2020 Mart çöküşünde başta borsalar olmak üzere hemen her şeyden kaçıp nakit dolara atak vardı. Bugünlerde ise henüz bir krize dönüşmese de özellikle uzun vadeli bonolardan nakit dolara doğru bir kaçış var. Önce altının sonra teknoloji hisselerinin sonra Bitcoin ve nihayet gümüşün baskı altına girmesi özellikle uzun vadeli bonolardan mevcut hakim rezerv para olan nakit dolara doğru kaçış nedeni ile gerçekleşiyor. Ekranlarda borsalarda satış, altında düşüş, Bitcoinde ilerleyememe ya da dolar /TL’de yeniden yükseliş görmenizin temel sebebi bu.

Günümüzün hakim rezerv parası dolar, üzerine atılmış olan ölü toprağını yırtıp atmaya çalışıyor. Böylece aslında çoktan batmış olması gereken zombi şirketleri hatta zombi ekonomileri temizlemek ya da düzeltmek istiyor. Ama çok büyük bir ihtimalle bunu gerçekleştiremeyecek. Servetlerinin çoğunu zombi şirketler ve zombi ekonomilerde tutan dünya finansal seçkinleri yine merkez bankalarını devreye sokarak doları öldürmeye çalışacak. Sonuç itibari ile doların alternatifi olan rezerv varlıklar yani altın, gümüş ve Bitcoin yine bu işten karlı çıkacak.

Sorun şu: Bu hadiseler bir kriz ile mi yoksa kriz boyutuna varmadan mı gerçekleşecek? Olayın bir krize dönüşmemesi için ABD merkez bankası Fed’in en azından başlangıçta sözlü bir müdahalesi şart. Piyasaya gerekirse veya hemen bir şekilde ek rezerv dolar sağlayacağını açıklamalı. Fed’in değil ABD devletinin piyasaya dolar sürmesinin çok bir anlamı yok çünkü devlet o dolarları borçlanarak elde ediyor. Daha fazla borç daha fazla faiz demek.

Tüm piyasalarda bıçak sırtı ve dikkatli olunması gereken bir dönemden geçiyoruz. Kriz olması ve herkesin az sayıdaki çıkış kapısına doğru koşup dolara saldırması ihtimaline karşı her zaman portföyünün bir köşesinde nakit-dolar bulunduranların içi daha rahat…

Comments (0)
Add Comment