Bizim nesil 2008 krizini, hırsın, açözlülüğün, kuralsızlığın, denetimsizliğin krizini gördü. Dünya daha kötütüsünü 90 yıl önce, 1930’lu yıllarda uygarlık tarihinin en büyük ekonomik krizi olarak yaşadı. Kara Perşembe. ABD'de batan banka sayısı 4 bine yaklaştı, her dört kişiden üçü işsiz kaldı. Birçok insan varlığını sosyal konumu ve en önemlisi ruh sağlığını kaybetti.Piyasada para bir anda yok olduğu için insanlar ihtiyaçlarını karşılamada takas yoluna geri döndüler.
Buhran sadece ABD'yi değil tüm dünyayı etkiledi. Son krizde olduğu gibi.
Yine son krizde olduğu gibi, dönem, kendi yıldızlarını yarattı. Bir önceki yazıda o kahinlerden/gurulardan bahsettik. 1929 buhranı da kendi starını yaratmıştı. John Maynard Keynes.
Eknomiyi yeniden yazan adam. Ama doğuştan star. 10 yaşında, geometri ve cebir dalında uzmanlaşmışı, 14 yaşında Eton'da burs kazanmış. Cambridge King's College'ta matematik eğitimi yapması için açık burs kazanmış.
Aynı zamanda yatırımcı
Keynes 1921-1945 yılları arasında King's College fonlarını yönetti. Spekülatördü. Kazandı, kaybetti. Piyasaların doğasını gözlemliyordu. Hisse denedi yatırımcıları şirketlerin bilançoları üzerine analizler yapıp "şirket değerlemesi yaparak hisse fiyatını belirlemeye çalışırken Keynes gazeteleri okuyor ve toplumun psikolojisini yakalamaya çalışıyordu. Çünkü yatırım ona göre tam anlamıyla psikolojik bir hadiseydi. Toplumun psikolojisini doğru okuyan kazanırdı.
Keynes finansal piyasaları şöyle açıklıyordu
“Güzellik yarışmasında kimin birinci olacağını bilmek istiyorsanız önemli olan sizin kimi en güzel bulduğunuz değildir; Yarışmanın birincisini bilebilmek için diğer jüri üyelerinin ne düşündüğünü bilmek daha önemlidir.” Finansal piyasalarda işlem yapanlar...Kazanmak için yetkin becerilere, tecürebeye, bilgiye sahip olsanız da jüridekiler sıradansa, sıradan insanların nasıl düşündüğünü anlamak zorundasınız. Kendinize ait fikriniz olsun tabii. Ama sürünün nereye gittiğini anlamazsanız o fikrin faydası tartışılır.